Fotoğrafçılık Hakkında

Fotoğrafçılık nedir? Fotoğrafçılık nasıl meydana çıktı, nasıl gelişti, tarihçesi hakkında bilgi.

Fotoğrafçılık; fotoğraf makinesi aracılığıyla nesnelerin kalıcı bir görüntüsünü elde etme yöntemidir.

Işığı duyarlı gümüş tuzlarını mercek ya da ayna gibi optik sistemler aracılığıyla ışığın etkilemesi yoluyla değişik kimyasal işlemlerle sonuçlanır. Yunanca photos (ışık) ve graphe (yazı) sözcüklerinden oluşur. Fotoğrafın ortaya çıkışını hazırlayan teknik gelişmeler iki ayrı alanda oluştu: Camera Obscura (karanlık oda) ile optik görüntü elde edilmesi ve ışığı duyarlı maddelerin geliştirilmesi. 1550’de İtalyan fizikçisi G. Cardano (1591-1576) deliği genişletip ince kenarlı mercek takarak görüntüyü daha net ve parlak hale getirdi. 1568’de Venedikli araştırmacı D. Barbaro, değişik çapta deliklerden oluşan diaframla ışığı denetleyerek görüntüyü keskinleştirdi. 1636’da Alman matematikçi D. Schwenter, üç mercekten oluşan objektifi geliştirdi. 1676’da bir başka matematikçi J.C. Sturm, kutunun arkasına konacak 45°’lik aynayla görüntünün düz olarak yukarıdaki buzlu cama aktarılmasını ve onun üzerine saydamlaştırılmış kâğıt koyarak görüntünün elle çizilmesini önerdi. Karanlık oda böylece yaygın olarak kullanılan çizime yardımcı bir araç oldu.

15. yüzyılda sanatçılar ışığı ayırt ederek renk ve form dışında görsel bir öğe olarak resme kattılar. 16. ve 17. yüzyıllarda resimde optik görüntü giderek yaygınlaştı. 1725’te Alman anatomi profesörü J. H. Schulze, fosfor elde etmeye çalışırken gümüş tuzlarının ışığa duyarlı olduğunu ve ışık görünce Hippolyte Bayard (1801-1887), gümüş nitratla duyarlaştırdığı kâğıdı ışıkta karartarak kullanmadan önce potasyum iyodürle yeniden ışığa duyarlı hale getirip doğrudan pozitif görüntü almayı başardı ve Daguerreotype’ın açıklanmasından bir ay önce otuz baskısıyla tarihin ilk fotoğraf sergisini açtı. İngiliz gökbilimci Sir J. F. Herschel (1792 -1871) bu buluştan yola çıkarak gümüş karbonatla duyarlaştırdığı kâğıt üzerine ilk fotoğrafım 29 Ocak 1839’da çekip hiposülfitle sabitleştirdi. 14 Mart’ta Kraliyet Akademi-si’ne bir bildiri sundu ve negatif, pozitif karışık 23 fotoğraf sergiledi. 1819′ da tiosülfatları buldu, sodyum hyposülfitin (hipo) sabitleştirici olarak kullanılmasını sağladı. William Henry Fow Talbot (1800-1877), 1820’lerden beri çizimler yaptığı karanlık odanın görüntüsünü kalıcı hale getirmek için gümüş klorürle duyarlılaştırdığı kâğıdı pozlandırarak negatif-pozitif yöntemiyle fotoğraf elde etti. Ocak 1839’da Kraliyet Akademisi’ne bildirisini sunup Şubat 1841’de Calotype adıyla (Talbotype da denir) yönteminin patentini aldı. Cam üzerine fotoğraf elde etme yöntemini Fransız askeri Abel Niepce de Saint-Victor (1805-1870) geliştirdi. Buna göre cam levha yumurta akıyla kaplanmakta, potasyum iyodür ve gümüş nitratla duyarlaştırılmakta, pozlandırmadan sonra mazı asitle (gallic acid) banyo edilip sabitleştirilmekte, yıkanmaktaydı. 1888’de ABD’ye göçen İngiliz fotoğrafçı J. Carbutt’un önerisiyle bir fabrika ince sellüloid levha da üretmeye başladı. Ertesi yıl George Eastman’ın (1854-1932) kurduğu Eastman Kodak Şirketi çok daha ince olan nitro-sellüloz filmi ve ünlü Brownie Camera ile piyasaya sürdü. Böylece fotoğrafçılık kitlelere yayılmaya başladı. Kolay alev alan nitrosellüloz yerine 1930’da sellüloz asetat kullanıma girdi. Günümüzde de sellüloz asetat taban üzerinde jelatin emülsiyon kullanılır.

Renkli fotoğrafa en büyük katkıyı Fransız bilim adamı L. D. du Hauron (1837-1920) yaptı. B. Maxwell’in üç ana rengin birleşmesini temel alan toplamsal sentezine karşılık, 1869’da pigmentlerin kendi renkleri dışında ışığın öteki renklerini emmelerini temel alan çıkarsal sentezi önerdi. Kırmızı, mavi ve sarı baskılar üst üste konduğunda ortaya çıkan renkli fotoğraf, kâğıt ya da cam üzerine tespit edilmesiyle de renkli baskı ya da saydam elde etmeyi başardı. Başlangıcında maviye çok, yeşile az duyarlı ve kırmızıya duyarsız (ortochromatic) tüm emülsiyonlanyla, araştırmalar sonucu 1906’da tüm renklere duyarlı (panchromatic) hale getirildi. 1907’de Fransız bilim adamları Auguste Lumi-ere (1862-1954) ve Louis Lumiere (1864-1948) kardeşler “autochrome” levhayı üretmeyi başardılar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Next Post

Urfa

Cum Nis 24 , 2020

You May Like